23 Ekim 2014 Perşembe Günü Konya Müftümüz
Prof.Dr. Ali Akpınar Hocamızı Ziyaretimiz Üzerine Notlar
Hocacihan İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneğimizi, 2011 yılında, mezunları bir araya getirip, okul ve öğrenciler adına faaliyetler yapmak için lüzum üzerine kurduk. 1996 yılında eğitime başlayan okulumuz için ilk hedef olarak 28 Şubat yüzünden sekteye uğrayarak yıllardır inşaat halinde duran ek binamızı bitirmeyi seçtik. Mezunlarımızın özverisi sayesinde rekor sürede tamamlayarak, öğrenci mevcudunun yoğunluğu yüzünden sabahçı-öğlenci zorunluluğuna son verip tek döneme döndürerek öğrenci, öğretmen ve velileri rahatlatmış olduk. Okulumuz şu an 72 derslikte 155 öğretmen 2450 kız ve erkek öğrenci mevcudu ile şehrin en kalabalık okullarından olarak eğitim- öğretime devam ediyor. Tatbikat camimiz de ibadete açılıp okulumuzun fiziksel noksanlarını tamamlamamızın ardından, zihinsel ve dini gelişim anlamındaki eksikleri gidermek için projeler üreterek, müslümanca şuur aşılayıp, faydalı nesillerin meydana gelmesine gayret ediyoruz.
Öğrencilerde, öğretmenlerde, velilerde ve toplumumuzda da gördüğümüz en büyük eksiklik, dinimizin yaşanması adına, herkesin üzerine vazife olan sorumlulukları, başkalarına devrederek rahatlama yolunu seçmesidir. Bu konuları düzeltme anlamında, evdeki ebeveynin, okuldaki öğretmenin, camideki hocanın rolü büyüktür. Biz de dernek olarak “Nasıl olsa yapan birisi çıkar” anlayışındaki “birileri” olmak için çabalıyoruz.
Diyanet İşleri Başkanlığının ve şahsınızda Konya Müftülüğü'nün, özellikle cami ve gençler üzerine yaptığı faaliyetlerin sürekli destekçisi olacağız. Geçmişte, camiyi korumak kollamak adına camiden ve dinden soğutulan nesillerin çocuklarını tekrar camiye ısındırmak adına yapılan her projede sizlerle beraberiz. Göreve gelmenizden sonra, merkezî ezan ve vaaz konusunda attığınız adımları, sadece bir ezan-vaaz konusu olarak görmüyor, 28 Şubat sonrası oluşan vazifeden sıyrılma, üzerinden “yük” atma, hazırcılık, köhnelik, pasiflik gibi olumsuzlukların üzerine çekilmiş bir sünger ve yeni bir uyanışın başlangıcı olarak telakki ediyoruz.
Yürüdüğünüz bu yolda, camiye mesafeli insanların bile mevzuyu “karga sesli adamlar ezan okuyor”a indirgeyerek eleştirir durumda olmalarını, uykularının bölünmesine verdikleri tepki olarak görüyoruz... Özellikle yaz günleri minarelerden çocukların cıvıltılarıyla yayılacak ezan sesleri, bu baharın müjdesi, dallarda açan çiçeklerin kokusu olacaktır. Camilerin artık sadece namaz kılındıktan sonra kapısının kilitlendiği bir yer olmaktan çıkıp, gerçek işlevi olan, nesillerin şekillendiği, imam- cemaat dayanışmasıyla ortaya sinerjinin çıktığı, yönümüzü tayin edici pusulalar haline gelmesini canıgönülden destekliyoruz.
Cuma günleri okunan hutbelerinde ele alınarak, belirli gün ve haftalara endeksli, cemaate mesafeli bir dille oluşturulmuş kalıplardan çıkarılıp, temel ahlak, müslümanlığı hangi temellere inşa etmemiz hakkında, tevbe gibi güncel aksaklıkların giderilmesine dönük, günlük dille yazılmış, haftada bir onbeş dakikalığına camiye uğrayan insanımızın kalbine tohum saçan kelimelerle bezeli içten hutbeleri görmeyi de arzu ediyoruz.
Allah gayretlerinizin karşılığının olumlu olmasını ve yepyeni ufuklara yelken açmasını nasip etsin. Allah gayret edenlerin sayısını ve niteliğini artırsın. Allah acınası bakış açılarını, alkışlanası bakış açılarına çevirsin. Dualarımız ve desteklerimizle her daim yanınızdayız.