DİKKAT! KAYBETTİĞİMİZ ÇOK ŞEY VAR

      Ahlâk bir toplumun vazgeçilmez değerlerindendir. Peygamberimiz zamanından bu zamana kadar varlığını devam ettirmeye çalışan bir miras. Miras ama acaba bizler onu miras gibi mi gördük? Osmanlı zamanında insanlar camide para toplandığında onu bir keseye koyar , ihtiyaç sahibi alsın diye bir kenara koyardı. Bir de şimdiye bakalım isterseniz ;  çoğu iş yerlerinde sadaka kutuları var , var ama çalınmasın diye zincirlerle kuşatılmış etrafı ne yazık ki... Bizim kültürümüzü , ahlâkımızı değiştiren nelerdi de biz bu hâle geldik?
      Kur'anları dolaplarımızın en yukarılarındaki raflara kaldırdığımız gün mü başladı bizim ahlakımızın yozlaşması? Evet , tabiki biz kullanma kılavuzumuzu okumadık , okuduysak da çeşitli bahaneler bularak onu anlamadık. Hayatımıza rehber edinmedik. Kur'anımızın yerini çeşitli yazarların yazdığı aşk kitapları aldı. Sadece kandillerde , mübarek gecelerde elimize aldık kekeleyerek okuduğumuz Kur'anı , kimiside okumayı bilmediği için hayatı boyunca kendini öyle teselli etti. "Vaktim yok , Allah affeder'' diyip Kur'anı vitrinlerin süsü haline getirdi. En üst raflarda yerini aldı hep. Sonra yerini masum çizgi filmler ve pembe diziler aldı. Ardarda çıkan bölümleriyle mutluluğu bulduk , mutluluğu onda tattık. Kur'an okunan bir kanal gördüğümüzde hiç aldırış etmedik , bizden değilmiş , bizi anlatmıyormuş gibi davrandık. Kendimize çok güvendik tam bir müslümandık çünkü. Kur'anı anlamaya vakti olmayan ellerimizi cep telefonları ve yabancı kitaplar aldı. Zihnimizi hiç boş bırakmadık vaktimizi müzik dinleyerek , oyun oynayarak hep kendi zevkinize göre geçirdik. '' Ben gencim... '' diyerek başladı her sözümüz. '' Ben gencim '' ile başlayan her cümle anne babaya olan öfkeyle bitti.
      18 yaşına gelindiğinde herkes özgürdü , kimseye hesap verilmiyordu , kimse ona karışamazdı. Oturmamıza , kalkmamıza kimse karışamazdı mesela. Biz büyümüştük nasıl oturulması gerektiğini biliyorduk. Anne ve babamızın yanında bile çok rahat ayaklarımızı uzatabiliyorduk ne de olsa bizim evimiz , bizim annemiz babamızdı. Sonra bu davranışımız evlerden dışarıya doğru kaydı. Dışarıda ya da başka bir yerde otururken '' Herkes yapıyor '' diyerek koruduk yanlış davranışlarımızı. Çocuklarımız on sekiz yaşını kutladığı doğum günlerinde kaybetti ahlâkını , sorumluluğunu , çevresini ve toplumu... Batıdan gelen bir özgüven vardı içimizde o kıyafetler , o makyaj malzemeleri hepsi o markadan olacaktı. Özgürlüğü biz böyle bildik.
      Toplumda ahlâkın azalmasının nedenlerinden biri de anne baba ilgisizliği şüphesiz. Uzmanlar bebeklerin anne karnında annenin psikolojisiden etkilendiğini söylüyor. Bazı bilinçsiz anneler (iyileri tenzih ederim) günahın , dedikodunun olduğu ortamlarda bulunup hatta oralarda sözcülük ediyor. Sizce bu toplum bu şekilde ne kadar ahlâklı birey yetiştirebilir? Bir şey olmaz diye geçiştirdiğimiz çoğu şey , yine bize zarar verdi hiç hissettirmeden.
      Bizler müslüman olarak hayatımızı İslama göre düzenleyelim lütfen! '' Elhamdülillah müslümanım'' diye savunduğumuz benliğimizi koruyalım. Her yaptığımız işte Allah'ın rızasını gözetelim. Yarınların mutlu , huzurlu en önemlisi ahlâklı olması için ''ben'' demek yerine ''biz'' diyelim. Kendimizi düşündüğümüz gibi müslüman kardeşimizide düşünelim. Topluma ahlâklı ve saygılı bireyler bırakmak dileğiyle...

SÜMEYRA CANKIYMAZ  12/G